20 Aralık 2023 Çarşamba

Hafize Hanımın Dayanılmaz Zorluğu

 

Hafize Hanımın Dayanılmaz Zorluğu

Altı gün geçti o röportajın üzerinden, sabırla bekledim, toz duman dağılsın istedim.
Evet TCMB Başkanı Hafize Hanım ile yapılan röportajın bir değerlendirmesini yapacağım.

Burada başlık da geçen  “dayanılmaz zorluk", engellenemez bir medyasal mecburiyetin yarattığı zorluk ekonomik sonuçları unutmak zorunda olmadığımızı anlatmak için kullanılmıştır.

Dayanılmaz zorluğu aşmak hafifliğe ulaşmak, bir rahatlamaya "mecburen" ulaştığımızı ve rahatladığımız için “başımızın göğe erdiğini”, “gökyüzünden bakınca yaptıklarının çok şahane göründüğünü” ifade eder.

Hafize hanım da durumu aynen tarifte yer aldığı gibi, kendisinin bu göreve atanması ile “başımızın göğe erdiğini hissettik” üzerine bir de uzaktan yurtdışından bakınca şahane gözüküyor bizim ekonomi.

Hatta yedi ayda çok başarılı olduk, kiralar bile düşüyor, fon lar dahi gelmeye başladı. Arkadaşları aradım 1,5 milyar dolarlık tahvil sattım. Çok yakındır enflasyon şak düşecek az kaldı dayanın dediğini keşfettik.

Hadi şimdi biraz röportajı değerlendirelim,

Finans Dünyasın'dan önemli uzman beni uyarmıştı, "twitin içeriğini başlıklar halinde paylaşırsan iyi olur" demişti.

Bu twit serisinin içeriği :

Bölüm-1 Halk İçin PR (Halkla İlişkiler)😁
Bölüm-2 Nas Nas Diye Diye💨
Bölüm-3 Nas Nas Paraları Leylaya✌
Bölüm-4 Hisseli Harikalar Kumpanyası (2023)🎈
Bölüm-5 Börekler Açarım Sana Misafir Ol Gel Bana😂
Bölüm-6 Ah O Günler O Günler 😢
Bölüm-7 Geçti Bor’un Pazarı, Sür Eşeğini Niğde ye
Bölüm-8 Satın Alma Gücü nün Kaybedilmesi, Ekonomide Paylaşımın Bozulması❎
Bölüm-9 David Ricardo nun Selamı Var 😅
Bölüm-10 Bay Nebatinin KKM si 👶
Bölüm-11 Anında Görüntü/MFÖ ✅
Bölüm-12 O Değil Bu Değil, Bu Hiç Değil 😖
Bölüm-13 Şener Şen, “Birgün arkadaşlar ile ormana gittik, Ziyaaaa...(Münir Özkul)🐻
Bölüm-14 Ne dersin SWAP’ın Gözü Kör mü Acaba? Uyan Artık Bitti Bu Rüya (Rana Alagöz) 👓














Bölüm-1
Vatandaş anlasın diye bir PR çalışması yapılmıştır.

Bu TCMB başkanının röportajlı vatandaş için sunum ve tam bir PR çalışması olarak yorumlanabilir,  malum Dünya’da da Türkiye’de de itibar ve güven iş dünyasında çok çok önemlidir.

İtibar inşa etmek yıllar alır, kaybetmek için ise yalnızca bir hatalı karar bile yetebilir.
Kesin olan güven ve itibar röportaj ile sağlama imkanı bulunmaz, Merkez Bankası'nın başkanının ise buna ihtiyacı olmaz sadece vatandaş belki kendisine özel sempati duyulabilir.

“Faiz sebep enflasyon sonuç” ile buradan hareket (üç yıl önce) ile Nas açıklaması yapılarak, TCMB ve para politikasının dini gerekçelerle yönetilmeye başlanmasının sanırım bilimsel hiç bir yanı olmadığını Finans Profesörü olan Hafize hanım da kabul eder. (zaten ona soran da yok gerçek bu)

Dünyada din anlayışının, bireysel olması gereken tercihlerinin Kamunun Para Piyasası yönetimi için uygulanmaya kalkılmasının ayrıca tüm topluma bu durumun dayatılması ve göz göre göre seçilen bu yöntemin başarısızlık ile sonuçlanması, bedelinin çok ama çok ağır olması, sorumluların ise sorumluluğunu yerine getirmemesi söz konusu. Zamanında ne kadar konu uzmanı uyarıda bulunursa bulunulsun bu yorumlara "dış güçler" yaftasının yapıştırılması, uzmanların sosyal medyada trol saldırısına uğraması da farklı bir bakış açısı.

Tekrar söyleyelim dini kurallar bireyleri bağlar ve bunlar da kişisel tercihleridir, buna saygı duyulur. İnanmak, inanmamak veya neye inanacağı sadece ve sadece kişiyi ilgilendirir.

Devletin dini olmadığı gibi “Para Politikasının”da dini yoktur, zaten Paranın dini imanı hiç yoktur😄

Aynı görüşte olanlar bir araya gelerek bir cemaat kurabilir ve bu yolu tercih edenler birlikte buluşabilir ama bu durum topluma bir para politikası önerisinde bulunabileceksiniz anlamına gelmez.

Devlet kişisel değil kurumsal kurallar ve kanunlar ile yönetilir.

Para politikasının Anayasanın laiklik ilkesinin aksine dini konulada para politikasını bükerseniz  ve bunu tüm topluma da zorla dayatırsanız demokrasiyi öldürürsünüz.

Bu ifade edilen durumun en kötü örneğini bugün İsrail ve İran sergilemektedir. Tüm Arap Dünyasında da sergilenmektedir.

Bu şekilde bir başlangıç İle Hafize hanımın göreve gelirken, var olan durumu hatırlamak istedik.

Madem bu görevi kabul ettiniz, sizden önce yaratılmış problemi bildiğiniz hatta Türkiyenin son 30-yılını ekonomi, piyasalar ve kurumlar, kanunlar ve uygulamalar açısından bilmeniz gerekir.
Bu önemli görev, Başkanın oldukça tecrübeli- bilinçli olmasını ve deneme yanılma yapılacak alan veya bir makam olmadığını göstermektedir.


    (Malatya dan İçli Köfte... Moral Desteği)


Bölüm-2
Nas Nas Diye Diye
https://www.youtube.com/watch?v=xXNNGDum_pI

Tekrar yurtiçine para politikasına dönecek olursak bu başarısız geçmiş 3 yılın maliyeti henüz tam ölçülemesek de, KKM denilen kur korumalı mevduatın sadece 2023 maliyetinin 1.2 milyar TL aklımızda tutmalıyız.

Mayıs 2023 de seçimden hemen sonra KKM 130-140 milyar dolar seviyesindeydi bugün
(20 /Aralık/2023) 98 milyar dolara düştü. KKM nin bu düşüşünde politika faizinin  de %8.5 dan %40 a yükselmiş olmasın etkisi var, fakat tüm bunlara rağmen toplam mevduatın %60 nın hala dövizde olması da acı bir gerçek. (Hafize hanıma hatırlatma-1)

    (Malatya dan İçli Köfte... Moral Desteği)


 Kendisinin ifadesi ile yedi ayda KKM nin %5 inin hala Dövize geçmesi saçma bir durum!

Hafize hanıma hatırlatalım "güven ve itibar" herşeydir, vatandaş varlığını korumak istemektedir, zor zamanlar için. Halkın gözünde kendi parasını dövizde tutmak, altında tutmak, yastık altında kasada saklamak güven amaçlıdır.

Yastık altındaki döviz ve altın da hiçbir zaman çıkmaz, İsviçre ve Londra'daki Türklerin varlıkları da hiçbir zaman gelmez, bunlar için yapılan kampanyalar son 35 yıldır sonuç vermez, sadece kayıt dışı veya kara parasının Türkiyeye getirmek isteyenler için bir para aklama yöntemi olarak kullanılır.

Yukarıda son 40 yıl diye ifade edilen tecrübe ilk adınızı aldığınız Hafize Özal'ın oğlu Turgut Özal'ın 24 Ocak 1980 kararlarından sonra yaşananları içermektedir.

Nas'a Geri Dönersek,

21 Aralık 2021 tarihli Nebati Bakanın hatalı para politikası kararının maliyeti ise sizin için sadece döviz kurunun seçimden sonra 21 TL den 29 TL ye (%35 devalüasyon) hızla artması da değildir. Bu Bakan  zamanın da da kur 8.5 liradan 21 liraya zaten (%250 zaten devalüe olmuştu) çıkmıştır.
Toplam son üç yıllık devalüasyon %350 olarak gerçekleşti.

Bu hatalı para politikasını uygulayan bundan önceki iki TCMB başkanı ve Hazine Bakanları olup maliyeti son dört yılda damat bakan döneminde başlayarak satılan 128 milyar dolara ilave olarak + 200 milyar doların daha TCMB rezervlerinden ve arka kapıdan taşeron kamu bankaları üzerinden satılmasıdır.

Tüm bu satış Mayıs 2023 seçimlerine kadar toplam 328 milyar dolar ve seçimden sonra ise 30-40 milyar dolara ulaşmıştır ve toplamda ise 400 milyar dolara ulaşmıştır.

TCMB net döviz rezervinin -50 Milyar dolar olmasının ana nedeni sürekli aynı kararda israr edilmesi hatalarının yapılması, tasarruf yapılmaması ve kontrolsüz harcama ve borçlanmaya devam edilmesidir.

Bay Nebati nin ise söyleyecek sözü olmaması gerekirken hala "ezan susmaz bayrak inmez" edebiyatı yapmaktadır.

Vallahi çok sıkıcı, yav insan kendine hiç özeleştiri yapmaz mı?


    (Malatya dan devam)


Bölüm -3
Nas Nas paraları Leylaya
https://www.youtube.com/watch?v=h3nd22ArkvQ

2020 yılından itibaren TCMB ve BDDK nın koyduğu kısıtlamalar hala artarak devam etmektedir.
Hafize hanım zamanında da kısıtlamalar ve mecburiyetler artarak devam etmiştir.

Bankalarımızın yurtdışı döviz işlemlerine kısıtlama, yurtdışına döviz transferine her türlü meblağın transferine kısıtlama, ihracatçının gelen dövizinin %40 ının TCMB de bozdurulması mecburiyeti, bankalar artan döviz mevduata yüksek zorunlu karşılık mecburiyetleri.

Seçimden hemen sonra KKM nin maliyeti kontrolden çıkınca hazinenin iki maliyetten ( faiz ve kur farkı) birisini bankalara yıkma çabası ama bankaların buna direnmesi vb durumları hakkında haifze hanımın kiralık ev bulmadan daha öncelikli olarak bu sorunu bilmesi gerekir.

Vatandaş 1000 dolarını bankadan çekemezden, Fatih Terim ve avanesinin şakır şakır 5 er 10 milyon doları bankadan çekip çantalar içinde elden şube müdürüne vermeleri ve onunda parayı Fatih Terim fonu kurup, getiri garantisi verip, portföy yönetimi yapması ve adeta mucize!!! %100 kazandırması?
Konusunda ne düşünüyor acaba?

Hani Bankaların döviz hareketlerini TCMB takip eder ve hatta kısıtlamış durumda da o bakımdan sordum, yoksa futbolcunun kendi parası kumar oynaması kimseyi hiç ama hiç ilgilendirmez.


    (Malatya Kayısısı)

Bölüm-4
Hisseli Harikalar Kumpanyası(2023)
https://www.youtube.com/watch?v=1pOqN1-p2cs

Türkiye Varlık Fonunun kamu bankaları fonları üzerinden borsa İstanbul’u destekleme amaçlı başlayan işlemlerinde kantarın topuzunun kaçışı ve TCMB, Borsa Istanbul, Kapalıçarşı efektif toplama-alma- verme döngüsünün kurulması, konusunda acaba kendisine bilgi verildi mi?

Eski TCMB başkanlarının çalışma biçimi ile uğranılan itibar kaybı, aynı TL nin değer kaybetmesi gibi yeni TCMB başkanına yaptırılan PR ile hem içeride hem de dışarıda kapatılmakta çalışılmaktadır.

2020 den beri bankalara konulan kısıtlamalar Türkiyenin imajını ve güvenilirliğini hala bozmaktadır.

Röportaj da olayın teknik yönü ağırlıklı değil maalesef, magazin yönü daha ağırlıklı tutulmuş.

Bu konuda ipuçları ise, kapıcı Sadık efendi ile konuşan ve ondan enflasyonun düşüp düşmediğini öğrenen, halktan bir kişilik olarak Hafize hanım imajı.

Kendisinin market ziyareti veya pazara giderek vatandaşa dokunuyor ve izliyor olması ve hatta kimsenin onu tanımıyor olması, İstanbul da kiraların ABD ile mukayese edilmesi ve buna bağlı ev bulamadım anlatımı için,

Cevap veriyorum “ BANA NE”, "BİZE NE", Şamdan dergisi röportajı mı bu? 

Kendisine soralım ABD de FED başkanı böyle bir röportaj verse ne olur? Lojman imkanı yok mu? TCMB nin başkana kira desteği yok mu? Bunların olduğu ortaya çıktı, şimdi bu PR çalışması çöp olmuyor mu?



    (Malatya dan Açık Ekmek)


BÖLÜM -5
Börekler Açarım Sana Misafir Ol Gel Bana😂
https://www.youtube.com/watch?v=PNDrwYkWLC0

Tabiki TCMB başkanının özel hayatı kimseyi ilgilendirmez, beni hiç ilgilendirmez, biz sadece TCMB başkanı olarak para politikası uygulama ve sonuçlarına bakarız.

Bu konu ile magazin olarak ilgilenen kesim de vardır mutlaka fakat  o röportaj …. Life veya Şamdan benzeri dergilerde cemiyet haberleri olarak yayımlanmalıydı, zaten Ahmet Hakan ın da Şamdanlık bir hali olmadığı da malum 🤭

Sadece kendisi açıklamış olduğu için yukarıdaki yorumu yazdım.

Tabiki yeni doğmuş bir çocuğu olan bir annenin, annesinin yanında oturması ve hem annelik hem de TCMB Başkanlığı gibi çok özel bir görevi yerine getirme çabası her toplumda taktire şayandır, bir kadın olarak, bir insan olarak kendisini gönülden ve içten olarak alkışlıyorum fakat üzgünüm KONU BU DEĞİL.

Bunu ABD de yapsan sana “ SO WHAT” derler.

Kısaca bizdeki karşılığı biraz kaba bir ifade fakat  “alo ne anlatmaya çalışıyorsunuz?” anlamına gelir.

Bu röportajı ayarlayan da eminim saraydaki danışmanlardır. Çünkü seçilen gazeteci Saray ile röportaj yapan tek kişi yani Ahmet Hakan olmasıdır.

Kısaca bu röportaj önemli demek, samimiyetini ve bilgisini vatandaşa göstermek ve Saraya çok yakınım “sürekli görüşüyoruz” mesajı verilmek ne anlama gelir?

Bu durumda TCMB nin bağımsızlığını tam yitirmiş olduğunu, saray danışmanlarının kontrolünde para politikası uyguladığını ve bu yöntem ile kaybolan TCMB itibarını korumaya çalışılmakta ayrıca son 7 ayda başarılı olduğunu da yıl biterken göstermeye çalışmaktadır.

(Harput Kalesi)















https://www.youtube.com/watch?v=7CQbgqbHs_Y

Ah O Günler O Günler 

Eski TCMB başkanı ise BDDK başkanı yapılarak ödüllendirilmiş durumdadır.
Üstelik başarısız olduğu halde ödüllendirilmiştir .

Eski TCMB başkanının ISO toplantısına iş adamlarına hitap şekli ise hala akıllarda durmaktadır.

“Sen de kredi kullanma kardeşim” diyerek, işadamı azarlanmış ve toplantı adeta buz kesmişti.

Bu ifadeden sonra eski TCMB başkanına bir medya Danışmanı ayarlanmış ve fakat Hafize hanım göreve gelir gelmez ilk işi bu medya danışmanını işten çıkarılması olmuştu.

Bu konunu detayı tabiki TCMB personeli tarafından bilinmekte ve her yöneticinin yaptıkları, tercihleri de toplum tarafından da magazin olarak izlenmektedir.

Yeni TCMB başkanın ilk adı, yani Hafize adının kendisine konulduğu bir aileden gelmektedir.

Turgut Özal’ın annesi olan Hafize hanım çalışkan bir kişi ve öğretmen olarak bilinir eskiden Malatya da. (gerçi eski Malatya da yok artık, yeni Malatya da kalmadı bitti)

Hafize Özal ın diğer bir kimliği ise Turgut Özal’ın ifadesi ile Kürt kökenli bir aileden gelmesi ve Nakşibendi tarikatından olmasıydı. Kendi çocuklarını da bu yönde etkilemiş olması da diğer bir konudur.

Bakın yine magazine kaçtık hımm anladım bu pazarlanıyor anlaşılan.

Özel hayatın kimseyi ilgilendirmediğini prensip olarak belirterek teknik olarak devam edersek iyi olacak, bu ifadeleyinde PR olduğunu bildiğim için konuyu yazdım yoksa çok sıkıcı bu tarz bir bilgiyi konuşmak ve yazmak.










Bölüm-7
Geçti Bor’un Pazarı, Sür Eşeğini Niğde ye
https://www.youtube.com/watch?v=ld_cwh_HSKw

Tekrar Teknik kısım😄

A-TCMB başkanının böyle bir röportaj vermesi normal değil, röportaj için seçilen kişi tarafsız değil, seçilen medya bağımsız değil. Kullanılan ifadelerin ve satır arası okumalarının neler olduğunu yukarıda tek tek yazılmıştır.

B- Enflasyon ile amansız mücadele edilmiyor!

C-KKM'den çıkış yetersiz ve hala dövize geçiş var.

Sadece faizleri artırarak veya artırma baskısı yaratarak enflasyonu düşürmek mümkün değil?
Kiralar düşüyor? Neye göre? Nereden ölçtünüz?


Kira düşüşü ortalama İstanbul da 20.000 TL olan kiraların 15.000 e düşmesi değildir?

Vallahi çok komik kira düşmez bunu hala çözemediniz😂 Kira enflasyon oranından az artıyorsa yıllara  göre bu kiraların az artması veya artmaması kira düşüyor diye anlatılır.

M2 para arzı seçimden sonra artmaya devam ediyor, kur artmaya devam ediyor, akaryakıt fiyatları artmaya devam ediyor, hala enflasyonun üzerinde faiz verilmiyor bu sebeple dövizden TL ye geçiş çok yavaş ve durgun, hatta durdu.

Hala imalat sanayi üretim maliyetleri sürekli artıyor, girdi ve enerji maliyetleri artıyor, bu ortamda fiyatların düşmesini beklemek saflık mı oluyor?

Yaşanılan gerçek enflasyon ise TÜİK'in açıkladığı ile alakası yok, bunu illa Sadık abiye sormak gerekmiyordu.

Bu enflasyon sarmalını kırmanın yöntemi bu şekilde faiz artırmak değil?
Bunu neden çözemediniz ve saraya anlatamadınız  anlaşılır gibi  değil?
🙈🙊🙉

Faizi artırarak sürekli artırarak enflasyonu düşünemezsiniz! doğru adım enflasyonun üzerinde faiz vermek ve TL ye geçmeyi cazip kılmak sonra da kur artışının ve döviz talebinin durması, daha sonra üretim maliyetlerini kontrol altına alma ve fiyat artışının durması ile enflasyonun düşmesi ile sonuçlandırılmasıdır. (Adım adım)

Sıkılaştırma ifadeleri de hatalı, nasıl yani, harcamalar azalmıyor, tasarruf yapılmıyor, israf devam ediyor, bütçe açığı ortada, dış ticaret açığı yıllık 110 Milyar dolara dayandı.


Yukarıdan başlayarak faizi aşağıya düşürerek faiz sarmalına yukarıdan müdahale etmek gerekir.
Bunu gidip saraya anlatmak için ise "mangal gibi yürek gerek".


FAKAT bunun yapılabilmesi için faizlerin gerçek enflasyonun üzerine çıkması ve elinde bono ve tahvil bulunduranlar, yatırım ve emeklilik fonların ile değişken faizli kredilerin ve kredi kartlarından kurum ve kişilerin zarar görmemesi için seçimden sonra göreve gelindiğinde Haziran ayında özel geçiş borçlanma ürünlerinin çıkması gerekiyordu. KKM nin çözülmesi bu yeni ürünün hatırlanmasına ve 24 yıl önceki tecrübeyi hatırlayan bürokrat ve ekonomist olmalıydı, ama yok, saray danışmanları zaten anlamaz.

Bu fırsatı hep birlikte kaçırdınız, TCMB yönetimi , ekonomi yönetimi herkes.




Bölüm-8
Satın Alma Gücü nün kaybedilmesi, 

Ekonomide Paylaşımın bozulması ve
Ekonominde arz/talep dengesinin bozulması.

İthalat bağımlı olan tarım ve sanayi üretimi, döviz kurunun artışı ve gerçek dışı enflasyonun altında asgari ücret ve emekli maaşı zammı ve yapılması olağan üstü satınalma gücü kaybı yaşatmıştır.

Bu sebeple Mood's in raporunda ifade edilen, "çalışana ve emekliye TCMB enflasyon tahmini kadar zam yap, daha fazlasını yaparsan notunu artırmam" Türkiye ekonomisine yapılmış bir DIŞ MÜDAHALEDİR. Bunu sanırım Bay Nebatiye haber vermelisiniz. Mood's in bu dayatması adeta IMF standby anlaşması dahi olmadan doğrudan IMF dayatması olup, IMF siz IMF kontrolü altına girdiğimiz ve adeta "sesimizin soluğumuzun kesik" olduğunu göstermektedir.

Hakikaten insan olumlu birşeyler olsun, uygulanan politika neo-liberal olmasın Milli olsun istiyor ama olmuyor gördüğünüz gibi.

Enflasyonu iyi analiz etmek lazım, maaş, asgari ücret ve emekli maaşı artışının enflasyona etkisi, kur artışı, enerji fiyatları artışı, girdi maliyetlerinin artışı kadar önemli seviyede değil.


Enflasyon ile bu şekilde mücadelenin başarılı sonuç almak mümkün de değil, teknik olarak mümkün değil bunu anlamanız lazım. Lütfen TCMB ekonomik araştırmalar bölümüne enflasyon üzerindeki etkili değikenlerin neler olduğunu ve etki seviyelerini sorunuz?

Asgari ücreti ve emekli maaşlarını 2024 ün TCMB enflasyon tahminine göre yapmak ve eğer bunu yapmazsan, kredi notunu negatife çeviririm diyen rating kuruluşları ise IMF rolüne soyunmuş ve üstelik üstten üstten konuşarak küstahlık yapmaktadır.

Hatırlatmak istedim bunlar yokmuş gibi bir tavır sergilemek hiç akıllıca değil.

Bunu durumu görmeden  bilmeden, Türkiye’deki kurumların halini ve geçmişimi de bilmeden TCMB başkanlık görevini kabul etmek de ayrı problem.

Daha sonra mağdur oldum açıklamalarına ise bu şartlar altında imkan bulunmuyor ve artık kimse hikaye de dinlemek istemiyor.



Bölüm-9
David Ricardo nun Selamı Var taa 1800'lerden.
(kendisi musevi kökenliydi fakat sonradan din değiştirdi merak etmeyin
😅)

Her ne kadar bu röportaj ile ilgili olarak Hafize hanım politikaya atılacak o yüzden bu röportajı verdi hazırlık yapıyor denilse de!  bu doğru mu? bilmememize rağmen görevinin POLİTİK olduğunu, İktisat Bilimimin POLİTİKA yapmak olduğunun altını kalın bir çizgi ile çizelim.

İktisat politiktir, politik iktisat diye, ekonometri yolu ile poltik kararların ekonomiye etkileri artık ölçülüyor ve hatapayı ile tahmin ediliyor, değilkenler, MIT/ABD de dersi var, isterseniz bir izleyin anlatan 2019 Nobel ödüllü ekonomist Profesör. 


Hafize hanım Mühendis ve üzerine finans doktorası yapmış bir kişi olarak tavsiyem Klasik  İktisatçılardan David Ricardo (1772-1823) ile tanışmasız, Değeri, Ücreti, Sermayeyi ve Gelirin Dağılımını (bölüşüm), Dış Ticaret ve Parasal karmaşanın ilk tarifini sahibinden öğrenmeniz iyi olacak.

1800 ler den…
Rant = Toprağın geliri,
Ücret = İşçinin ve çalışanın geliri
Faiz = Sermayenin geliri
Kar = Girişimcinin geliri (100 yıl sonra ulaşılan gerçek)

Davit Ricardo İktisat bilimine modelleme yapmayı, varsayımlar ile tahmin modeli geliştirmeyi de öğretmiştir. Ricardo iktisatta Ekonometri dalının da kurucusu olarak tarif edilir yani ekonominin, matematik ve istatistik bilimi ile tarif edilmesi yaklaşımı.

Üstelik bu kişinin babası ve kendisi önce borsada trader olarak çalışmıştır. Ayrıca hem Musevi hem de evlilikten dolayı din değiştirmiş birisidir🙈 yav elimde değil sürekli magazin basını gibi yazıyorum.

Şaka bir yana Ricardo büyük adam, ücret, rant ve faiz elde edenlerin çıkarlarının çatışması da anlatmıştır. Değer ve Bölüşüm teorileri de ona aittir.

Bu teorileri ondan sonra tam olarak tanımlamak ise Karl Marks a kısmet olmuştur.😁

Bugünkü ekonomik modeli anlamak ve çözmek klasik iktisatçıları anlamak ve öğrenmekten geçiyor ve tüm iktisadi ve ideolojik akımlar da bu tercihlerden ortaya çıkıyor.

Adam Smith den etkilenen Ricardo, Ricardo dan etkilenen Karl Marks ve Karl Marks dan etkilenenler ise Lenin, Engels, Weber, Keynes ve Mao Zedung 
😎 ok anlaştık?

Bir malın değeri nasıl oluşur? Emeğin değeri karşılığı nasıl belirlenir?
Bunları öğrenmeden, ne TÜİK in düştüğü durumu, ne asgari ücret komisyonunun çalışmasını ne de emeklilerin maaş halkının ne olduğunu anlamak, sosyal devlet kavramını da çözmek de mümkün değildir.


Öyle “herkesin bir evi olsun 10 evi olmasın” diye görüş bildiren bir TCMB başkanının, ABD de uluslararası bankacılık yapıp son üç yıllık kazancının ortaya çıkabileceğini düşünerek ev sahibi olma veya kiracı olma konusunda konuşma riskini göze almaması gerekiyordu.

Sanırım para politikasının, ekonomi de tercihlerin ve ekonomi de paylaşımın kararını verenler POLİTİK bir adım attıklarının farkındadır.

İktisat veya ekonomi okumuş olmanın önemi de buradan gelir. Özellikle mühendis ve finans eğitimi almış olanların bu kaynakçayı okumaları bugünkü ekonomik ortamda arz/talep dengesini tam ve doğru algılamalarına ve enflasyon ile mücadelenin sadece para alışverişi değil bir sosyal politika olması gerektiğini, ekonomi de büyümenin ana başarı ölçütü olmadığının, kalkınma ve refah ihtiyacının toplum için daha öncelikli olduğunu umarım bir gün keşfederler.


Para politikasını, bir kişi veya topluluk için değil TOPLUM için yapmaktasınız, enflasyon ile mücadeleyi AKP için değil TOPLUM için yapmaktasınız haber vermek istedim.





















Bölüm-10

Bay Nebatinin KKM si

Sonuçları yeterince analiz edilmeden, sadece Arjantin den kopya yapılan, finansal olarak kapanışı planlanmadan para politikası ürünü olarak ortaya atılan, KKM nin haksız biçimde 2023 sonu 1.2 Milyar TL nin toplumsal ekonomik dengeyi bozacak şekilde para sahiplerine hem faiz hem rant aktararak klasik iktisatçılara rahmet okutturmuş olduğunu baştan bildirmek isterim.

Devletin-kamu yönetinin görevi toplumda belli bir kesime servet aktarmak değildir.

Aktarılan faiz ve kur farkı 1.2 Milyar TL? Yazık değil mi? Hala bu KKM den çıkış doğru düzgün planlanmadı ve güçlü bir uygulama arzusu da görünmüyor. Yoksa yoksa "o benden önceydi" demek istermiydiniz?

Lütfen karşınıza çıkan tüm finansçılara ve ekonomistlere ve siz de başta olmak üzere klasik iktisatın tarihini, gelişimini ve toplumlara etkinini tam olarak okuyup inceleyiniz.

İfade etmiştim, iktisat politiktir çünkü politik kararlar değerin değişimini ve paylaşımı ve ortaya çıkan gelirin vergilendirilmesini de belirler.


Siz “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa” değilsiniz, Türkiye’de TCMB nin yani en etkili ve kıymetli kurumun başındasınız, ekonomi de bir alan, bir sektör bir yatırım kararı için teşvik görevi alamazsınız, belli alanları yüceltme ve iyileştirme göreviniz ne sizin ne de TCMB nin var. (bize birkaç alan gösterin orasını düzeltelim? demiş olduğunuz için yazdım)

Tüm toplum için çalışmak ve şu anda göreviniz “fiyat istikrarını” sağlamak üzere yani enflasyon ile gerçekçi mücadele ve bu da toplumun tamamı için yapılmalı.





















Bölüm-11

Anında Görüntü/MFÖ
https://www.youtube.com/watch?v=cKmBO0zEV8w

“Kızamıyorum abi, adamım benim
Kıyak çocuktur, severim hani
Bırak takılsın herkes gibi
Harbi çocuktur, severim hani
Hiç hani hani hani, anında görüntü”

Para Politikadında TL nin değerini belirleyen üç ölçü Faiz, Kur ve Enflasyon Oranı ve bunların üçünün de artması TL nin değer kaybı demek.

Bu üç değişkenin bir tanesini sabit tutarak veya piyasa şartları içinde zorla düşürerek diğerlerinin olumlu etkilenmediğini beklemek para politikası ve tercihleri bilmemek demektir.

Önce normal bir hizalama süreci, yani faizin gerçek enflasyonun üzerinde belirlenmesi sonra üç değişkenin de piyasa şartlarında dengelenmesi için adım adım üç değişkeme müdahale edilmesini gerekmektedir.

Bunun dışındaki serbest piyasa değil, görünmez el değil, görünen elin müdahalesi anlamına geliyor, bu talep geldikçe faiz artırma yöntemi çalışmaz bizden söylemesi. Yarın canı sıkılan ihracatçı bi zahmet kuru artır diye baskı yapar ve oy gelsin diye kabul edilir. Para piyasası böyle günlük kararlar ile hiç yönetilmez. Para piyasasında alacağınız 1 yıllık kararlar ve tahminler gerçekçi olmak durumunda yoksa kimse yatırım yapmak istemez, üretim programı yapmakta isteksiz kalır.

Makro ekonomik değikenlerin tam ölçülememsi, istatistik hata ve kusurları, yanlış tahminlere ve sürekli yanılmalara neden olur.




Bölüm-12
O Değil Bu Değil, Bu Hiç Değil

Para Politikası;

Neo liberal değil - Milli Ekonomi şeklin de olmalı,

Büyümeci değil - Kalkınmacı olma tercih edilmeli
Risk Almak değil - Riski Yönetmek Gerekir
Topluluk için değil - Toplum için öalışmak gerekir
Sermaye için değil - Sermaye ve Emek için bilerek çalışmak.
Gelir Dağılımını bozmak değil - Gelir Dağılımını düzeltmek gerekir.
Mood's in dediğini dinlemek değil- Satın Alma Gücü Kaybını Gerçek Enf. ile düzeltmek gerekir.

Biliyorum ya Liberal ya da Neo-liberal ekonomiden yanasınız, aslında bu sizin seçiminiz de değil bunun da farkındayım, burada doğru ve toplum için tercih yapabilmek için, ekonomi tarihi, iktisadi düşünce tarihi ve sosyoloji okumak gerekiyor.

Toplumda rantiye kesimi, sermaye kesimi veya ücretli kesim için bilinçli olarak topluma faydanız olsun istiyorsanız, liberalizm veya Neo liberalizm tercihinizi, “Türkiye’ye özel sürdürülebilir planlı kalkınma“ yönünde karar alarak toplumun %90 ı için kullanmanız gerekir.

Bir siyasi partinin çıkarı için değil, bir topluluğun çıkarı için değil, toplumun tamamının çıkarı yani kamunun çıkarı için hareket etmek gerekiyor. Sosyal devletten yana tavır almak istiyorsanız ekonomik kararlara haksızlığın ve adaletsizliğin önüne geçmenizi dilerim.










Bölüm-13
Şener Şen, “Birgün arkadaşlar ile ormana gittik
Elimde tüfek pardon çakı ağır ağır ilerliyorum
Çakıyı açtım, atladım aslanın üstüne karnına tak tak tak...” Ziyaaaaaaa…. (Münir Özkul)


https://www.youtube.com/watch?v=l03DCLQH0RY&t=18s

Yabancı fonlar Merkez bankasına depo yapacaktı ben kabul etmedim, onlara faiz ödeyince dedikodu yapacaklardı sıkıntı olacaktı, onlara tahvil alın dedim, oradan 1,5 milyar dolar giriş oldu.🤯 

Aklıma mukayyet olmak istiyorum, imdat
😥

Özel ilişkiler ile 1.5 milyar dolar bulabiliyorsanız vazgeçin bu işten, faiz ödenecek ve buradan dedikodu yapılacak diye çekiniyorsanız ise “ bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?” Londra’da TR Eurobond alanlara ne faiz ödüyorsunuz? Toplam dış borç bu sene 430 milyar dolardan 480 milyar dolara çıktı ödenecek yıllık faiz %9-10 dan sadece 1 yıl için 40-50 Milyar dolar bu kimseyi rahatsız etmiyor mu?

Londra da fonlar, TR Eurobond portföylerini sattıkları için TR riskini hedge etmeye gerek kalmadığı için CDS lerde bozuldu bu sebeple TR 5 Y CDS 300 ün altına indi bunu size TCMB araştırma bölümünden kimse söylemedi mi? TR Eurobond portföyünü neden sattılar? Cevap çünkü TR artık gelişmekte olan ülkeler piyasasının gerisinde kaldı ve kambiyo kısıtlamaları var. 

TCMB Başkanı başka ülkenin Merkez Bankası Başkanı, Ekonomi Bakanı, Hazine Bakanı ile muhatap dır, oturup fon yöneticilerine tahvil pazarlamaz, yok böyle bir ilişki biçimi haberiniz olsun🙈🙉🙊




Bölüm-14
Ne dersin SWAP’ın Gözü Kör mü Acaba? (Rana Alagöz)

https://www.youtube.com/watch?v=eJDd7pCLnCA

TCMB başkanının SWAP işlemini bir finans profesörü ve akademisyen olarak hesaplanmasını bilmediğini veya nasıl muhasebeleşeceğini de tam anlamış olduğunu tahmin ediyorum.

Röportaj da “yabancılar SWAP üzerinden girecekler (para getirecekler) bunun bizim döviz rezervimize etkisi yok” diye bir ifade kullanıyor. 

Sayın Başkan SWAP yapıldığında borç aldığınız para mevduat olarak TCMB bilanço aktifine yazılıyor bunun anlamı döviz rezervimiz artmış oluyor anlamına geliyor ve aynı anda vadeli borç tarafı ise bilanço içine pasife borç yazılamadığı için bilanço dışına nazım hesaplara borç yazılıyor.

Bu durum da diviz rezervimiz geçici olarak artmış gibi oluyor ve borcumuz günlük brüt döviz rezervinde gözükmüyor.

Ancak dönem sonunda reeskont yapılırsa net döviz rezervimiz -52 milyar dolar olarak ortaya çıkıyor. Evet net döviz rezervinde -62 den -52 ye bir düzelme oldu sizin döneminizde fakat hala döviz rezervi negatif de yani borç ödendiğinde kasa boş ve borcun tamamı ödenecek durumda da değil.


Bankacılık tabiri ile ifade edelim! soralım?

Şu anda Likidite riski var mı? Yok mu?
Likidite riskini yönetebilmek için karşılık veya rezerv ayırmak zorunda olduğunuzun farkında mısınız? Altın rezervimiz bunu karşılamaya ve nakit döviz ihtiyacını karşılamaya dövize dönme süreci kaç gündür?


Biliyorsunuz, risk yönetiminin kuralları var, buradan yola çıkarak SWAP lar aktif üzerinde etkisi madem yok dediniz o zaman borç yükü o taşıdığınız sürece işlemin aktife etkinin olduğunu kabul edin bari  ve buarada sizden önce yapılmış SWAPLAR da sizin sorumluluğunuzda, sadece hatırlatmak istedim.

Diğer taraftan SWAP hesaplamaları yapılırken iki paranın faizi arasındaki faiz farkıda değişiyor,  Türkiye’de faizler arttığı için bu fark çok büyüdü, bu da risk hesaplamalarını farklılaştırıyor.

Bu işlemlerde risk yokmuş veya değişmiyormuş gibi hareket edemeyiz.

Türkiye'nin gri listede olduğunu unutmadan, likidite, kur, faiz ve enflasyon riski yönetiminde başarılar dilerim.

Blog: https://yarinaovgu.blogspot.com/

Erman Dinçel
20 Aralık 2023

24 Ağustos 2023 Perşembe

Sürdürülebilir Olmayan Ekonomi

 Sürdürülemeyecek Ekonomi Programı 


Sürdürülebilirliklik günümüzün ihtiyaçlarını karşılarken gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilmeyi sağlamaktır. 


Bu, ekonomik, sosyal ve çevresel açılardan sürdürülebilir bir gelecek yaratmak anlamına gelir.


Sürdürülebilirlik kuralları, bireysel, kurumsal ve hükümet düzeylerinde uygulanabilir.


İşte sürdürülebilirlik ilkeleri:


1-Ekonomik sürdürülebilirlik: Ekonomik sürdürülebilirlik, insanların temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek ve refahını artırabilecek bir ekonomik sistem oluşturmayı ifade eder. 


Bu, adil bir gelir dağılımı, iş fırsatları ve ekonomik büyüme yaratmak anlamına gelir.


2-Sosyal sürdürülebilirlik: Sosyal sürdürülebilirlik, herkesin hak ve fırsatlara erişimini sağlayabilecek ve herkesin refahını artırabilecek bir toplum oluşturmayı ifade eder. 

Bu, eşitlik, sosyal adalet ve fırsat eşitliği yaratmak anlamına gelir.


3-Çevresel sürdürülebilirlik: Çevresel sürdürülebilirlik, doğal kaynakların korunmasını ve gelecek nesiller için sürdürülebilir bir çevrenin yaratılmasını ifade eder. 


Bu, iklim değişikliği ile mücadele, kirliliği azaltma ve biyoçeşitliliği korumak anlamına gelir.


Sürdürülebilirlik ilkeleri, sürdürülebilir bir gelecek yaratmak için önemli bir temel oluşturur. 


BÖLÜM A 

Ekonomi Politikalarında Sürdürülebilirlik? 


Bu ilkeleri benimsemek ve uygulamak, gezegenimiz ve insanlığın refahı için gereklidir.

İşte sürdürülebilirlik ilkeleri ile uyumlu bazı uygulamalar veya makro ekonomide kamunun hükümetlerin uygulaması gereken politikalar nelerdir? 

  • Enerji tasarrufu ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmak
  • Atık miktarını azaltmak ve geri dönüşümü teşvik etmek
  • Doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı
  • Sosyal eşitlik ve fırsat eşitliği yaratmak
  • İklim değişikliği ile mücadele
  • Biyoçeşitliliği korumak


Bu uygulamalar, bireysel ve kurumsal düzeyde uygulanabilir. Bireysel olarak, bu uygulamaları kendi hayatlarımızda uygulayarak sürdürülebilirlik için fark yaratabiliriz. 


Kurumlar da bu uygulamaları benimseyerek ve uygulayarak sürdürülebilir bir gelecek yaratmaya yardımcı olabilirler.


BÖLÜM B

Finansal Piyasalarda Sürdürülebilirlik 


Finansal piyasalar için sürdürülebilirlik, finansal piyasaların çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) faktörlerini dikkate alarak uzun vadede devam edebilmesidir. 


Bu, finansal piyasaların faaliyetlerinin çevresel ve sosyal sonuçlarının dikkate alınması ve bu sonuçların azaltılması veya ortadan kaldırılması için önlemler alınması anlamına gelir.


Finansal piyasalar için sürdürülebilirlik, geleneksel finansal piyasa hedefleri olan karlılık, verimlilik ve likidite gibi hedeflerin yanı sıra ESG hedeflerini de göz önünde bulundurmayı gerektirir. 


Bu, finansal piyasa katılımcılarının, ESG hedeflerini destekleyen politikaları uygulamak için daha fazla çaba sarf etmesi anlamına da gelir.


Finansal piyasalar için sürdürülebilirliğe ulaşmak için uygulanabilecek bazı politikalar şunlardır:

  • ESG faktörlerini dikkate alan finansal araçlar ve ürünler geliştirmek
  • ESG yatırımlarını teşvik etmek
  • ESG raporlama ve şeffaflığı artırmak
  • ESG risklerini azaltmak için önlemler almak


Bu politikalar, finansal piyasaların karlılık ve verimliliğini korurken çevresel ve sosyal sürdürülebilirliği de sağlamaya yardımcı olabilir.


Finansal piyasalar için sürdürülebilirliğe ulaşmak, gelecek nesillerin refahını korumak için önemlidir. Finansal piyasaların faaliyetlerinin çevresel ve sosyal sonuçlarının dikkate alınması, gezegenimizin ve insanlığın korunmasına yardımcı olacaktır.

İşte finansal piyasalar için sürdürülebilirliğin bazı faydaları:

  • Çevresel ve sosyal faydalar: Finansal piyasalar için sürdürülebilirlik, çevresel kirliliği azaltabilir, iklim değişikliğiyle mücadeleye yardımcı olabilir ve sosyal eşitliği artırabilir.
  • Finansal faydalar: Finansal piyasalar için sürdürülebilirlik, ESG yatırımlarına olan talebi artırabilir ve bu da finansal piyasaların karlılığını artırabilir.
  • Dijitalleşme: Finansal piyasalar için sürdürülebilirlik, dijitalleşmenin finansal piyasalara olan etkisini artırabilir.


Finansal piyasalar için sürdürülebilirlik, hızla gelişen bir alan ve gelecekte daha da önem kazanması beklenir.


BÖLÜM C

Sürdürülebilir Para Politikası Nasıl olur?


Para politikasında sürdürülebilirlik, para politikası araçlarının ve uygulamalarının ekonomik büyümeyi, istihdamı ve fiyat istikrarını desteklerken çevresel ve sosyal sürdürülebilirliği de göz önünde bulundurmasıdır. 


Bu, para politikası araçlarının ve uygulamalarının çevresel ve sosyal sonuçlarının dikkate alınması ve bu sonuçların azaltılması veya ortadan kaldırılması için önlemler alınması anlamına gelir.


Para politikasında sürdürülebilirlik, geleneksel para politikası hedefleri olan fiyat istikrarı ve istihdam artışı gibi hedeflerin yanı sıra çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik hedeflerini de göz önünde bulundurmayı gerektirir. 


Bu, merkez bankaların, çevresel ve sosyal sürdürülebilirliği destekleyen para politikası araçlarını ve uygulamalarını geliştirmek için daha fazla çaba sarf etmesi anlamına da gelir.


Para politikasında sürdürülebilirliğe ulaşmak için uygulanabilecek bazı politikalar şunlardır:

  • Yeşil para politikası: Yeşil para politikası, çevre dostu yatırımları ve faaliyetleri teşvik etmek için kullanılan para politikası araçlarını ve uygulamalarını ifade eder. Bu, örneğin, yeşil kredileri ve yeşil tahvilleri desteklemek, karbon fiyatlandırması uygulamak veya çevresel etkileri azaltan teknolojilere yatırım yapmak gibi politikaları içerir.
  • Finansal sisteme sürdürülebilirliği entegre etmek: Merkez bankaları, finansal sisteme sürdürülebilirliği entegre etmek için politikalar geliştirebilir. Bu, örneğin, ESG yatırımlarını teşvik etmek, finansal kuruluşların çevresel ve sosyal risklerini azaltmak için önlemler almak veya sürdürülebilir finansal ürünler ve hizmetleri geliştirmek gibi politikaları içerir.


Bu politikalar, ekonomik büyümeyi ve istihdam artışını desteklerken çevresel ve sosyal sürdürülebilirliği de sağlamaya yardımcı olabilir.


Para politikasında sürdürülebilirliğe ulaşmak, gelecek nesillerin refahını korumak için önemlidir. Para politikası araçlarının ve uygulamalarının çevresel ve sosyal sonuçlarının dikkate alınması, gezegenimizin ve insanlığın korunmasına yardımcı olacaktır.

İşte para politikasında sürdürülebilirliğin bazı faydaları:

  • Çevresel ve sosyal faydalar: Para politikasında sürdürülebilirlik, çevresel kirliliği azaltabilir, iklim değişikliğiyle mücadeleye yardımcı olabilir ve sosyal eşitliği artırabilir.
  • Ekonomik faydalar: Para politikasında sürdürülebilirlik, ekonomik büyümeyi ve istihdam artışını desteklemeye yardımcı olabilir.
  • Dijitalleşme: Para politikasında sürdürülebilirlik, dijitalleşmenin finansal sisteme olan etkisini azaltmaya yardımcı olabilir.


BÖLÜM D

Göçmen, Sığımacı ve Kaçakların Bir Ülkede Kontrolsüz ve planlamasız nüfusun %20 sini açtığında bu durum, sürdürülebilir ekonomiye nasıl zarar verir? 


Göçmenlerin ve sığınmacıların yarattığı bazı olumsuz etkiler şunlardır:

  • Altyapı baskısı: Göçmenlerin ve sığınmacıların ve kaçakların artması, altyapıya baskı yaratabilir. Bu, özellikle eğitim, sağlık hizmetleri ve barınma gibi alanlarda bu rahatsızlık çok kolay hissedilir.
  • Sosyal gerilimler: Göçmenlerin, sığınmacıların ve kaçakların kontrolsüz artması, sosyal gerilimlere yol açabilir. Bu, özellikle göçmenler ve ülke vatandaşları arasında ekonomik rekabet veya kültürel farklılıklar nedeniyle ortaya çıkabilir.Diğer taraftan, vergi vermeyen, üniversite sınavına girmeden üniversiteye yerleşen sığınmacı ve kaçaklar ülke vatandaşları aradında hak gaspı ve oluşur ve vatandaş vergi vermekten imtina edebilir. 
  • Siyasi istikrarsızlık: Göçmenlerin ve sığınmacıların artması, siyasi istikrarsızlığa yol açabilir. 
  • Bu, özellikle göçmenler ve yerliler arasında çatışmalar veya göçmenlerin siyasi katılımının artması nedeniyle ortaya çıkarır. 


Eksiklikleri bireysel olarak görmeniz için sürdürülebilirlik kavramını ele aldım ve belirtmek isteyim ki geleceğe, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğine hiç bir şey bırakamıyoruz, bir damla umut bile kalmadığı için ülkeyi terk ettiler. Gençler ülkeyi terk ediyor demek olağanüstü bir dönemin içindeyiz demektir. 


Bu gün konu sürdürülebilir ekonomi ve sığınmacı ve kaçak sorununa sürdürülebilirlik kavramı İle baktım. Önümüzde ise sürdürülebilirliği bir alt şartı olarak problemler ve verimlilik konusunu yazarız